27 Eylül 2011 Salı

Ahşap Sehpanın Değişimi

Evdeki eski bilindik kahverengi sehpa canımı sıkınca, onu değiştirmeye karar verdim. Başta beyaza boyayıp bırakacaktım, ama sonra çok farklı bir hal aldı. Önce beyaza boyadım ve eskitme boya ile eskittim. Üst kısmına da kedili, oldukça canlı bir resim seçip, dekopaj tutkalı ile yapıştırdım. Tabii ki en son işlem vernikleme!








Şimdi sırada bu sehpa var. Düşündüğümü gerçekleştirebilirsem hem çok estetik, hem de kullanışlı bir sehpa olacak. Yakında göreceğiz....

Galvanize Peçete Çalışması

Galvaniz objeyi önce boya tutsun diye kapatıcı ile boyadım ve kuruduktan sonra beyaza boyadım. Provans havası versin diye lavantalı peçete seçip, istediğim şekilleri kestikten sonra, en son katına ayırdım. Dekopaj tutkalı ile dikkatlice yapıştırdıktan sonra, kurumasını bekledim. Bir kat daha dekopaj tutkalı geçtim. Kuruduktan sonra vernikledim.


İçine bahçemizden topladığım lavanta ve mor dikenleri yerleştirdim.




23 Eylül 2011 Cuma

Terasımız

Geçen Şubatta yeni evimize taşındığımızda, acilen terası elden geçirmemiz gerektiğini anladık ve yerleri, boruları söktürüp yeniledik. Baharda da yavaş yavaş yeşillenmeye başladı. Yazın sebze ve meyve bile aldık. Seneye daha farklı şeyler düşünüyorum, bakalım......


Biberler tap tazecik, tam kahvaltılık!



Bunlar da eşimin yetiştirdiği "altın çilekler"






Saksıdaki armut ağacından meyve bile aldık.

21 Eylül 2011 Çarşamba

Mumlara ve Sabuna Peçete Çalışması


Bugün Gülten ablaya yapacak olduğum mumları tamamladım. Gülten abla arkadaşında görmüş, masada peçetelere eş mum kullanıyormuş. Bende "peçetenizi verin, ben yaparım" dedim. Aslında büyük bir mum düşünüyordum, ama ancak küçük boy bulabildim ve şimdilik böyle kullandım. Birde beyaz sabuna aynı peçeteden transfer yaptım.

Yapılışına gelince; peçetenin istediğiniz kısmını nakış makasıyla itinayla kesiyorsunuz ve peçetenin diğer 2 katını ayırıyorsunuz. Tek katı dikkatli bir şekilde istediğiniz zemine yerleştirip, fırçayla dekopaj tutkalıyla yapıştırıyorsunuz. (Aslında bunun için kumaş transfer tutkalı gerekiyormuş, ama elimde bu vardı). Kurumasını bekledikten sonra (10-15 dk) bir kat daha dekopaj tutkalından sürüyorsunuz. İşlem bu kadar. Basit değil mi?





20 Eylül 2011 Salı

Soslu Tavuk Kanadı

Bugün buzluktaki tavuk kanadı ve budunu yapmaya karar verince, çabuk olsun diye her zamanki gibi onları sosa yatırdım bir süre ve sonra da yağlı kağıt üzerinde 200 derecede fırına verdim. İstenirse ızgarada da güzel oluyor. Ben hem daha pratik hem de sağlıklı diye kızartmıyorum. KFC delisi oğlum bile bayıla bayıla yiyor!


 


Evde mutlaka çeşitli soslar bulunduruyorum (özellikle Çin mutfağı yaparken lazım oluyor) Bu sefer sosa; Amerikalıların Worcestershire sosu, Japon Teriyaki sosu ve içinde istiridye özü bulunan Oyster sosu ile biraz sıvıyağ ve bahçemizin taze kekiğinden kattım. Yanında daha önce paylaştığım "fasulye graten" ile yemesi pek güzel oluyor.



Fırında Fasulye Graten


Sebzeyi sevenler için farklı ve hoş bir lezzet! Taze fasulyeyi tuzlu suda 10 dakika kadar diri kalacak şekilde haşlayın. Tereyağ da kıyılmış sarımsak (miktarını kendiniz ayarlayabilirsiniz) ve haşlanmış fasulyeyi 2-3 dakika soteleyin. Fırın kalıbına aldıktan sonra üzerine dil peyniri+/kaşar peyniri rendeleyin. Önceden ısıtılmış fırında 200 derecede peynir eriyene kadar pişirin. Afiyet olsun!

"Teyzem LATİFE"


En son okuduğum bu kitapta; Latife hanım, kardeşi Vecihe Hanımın torunu M.Sadık Öke'nin ağzından anlatılıyor. Tarihi kitaplara meraklı biri olarak Latife hanım ile ilgili birçok kitap okudum, ama bu bence diğerlerinden farklı. Ailenin bir üyesinin yorumuyla Latife Hanımı değerlendirince farklı bir pencereden baktım ve şimdiye kadar kendi kendime sorduğum soruların cevabını da aldım. Mesela; Latife hanım 1975 yılında ölünceye kadar (ki Atatürk vefat ettikten sonra 38 yıl daha yaşamış) neden hiç konuşmadı, olanları anlatmadı? Gerçekten anlatılanlar kadar aksi ve geçimsiz birimiydi? Atatürk örnek bir evlilik için mi çağdaş bir kadınla evlendi, yoksa gerçekten seviyor muydu? gibi ...
Gerçeklerin hiç de anlatıldığı gibi olmadığını ve ona haksızlık edildiğini anladım. Hak ettiği değeri bulamadan vefat etmesi çok acı!

19 Eylül 2011 Pazartesi

KEDİ DİLLİ CHEESECAKE

Son günlerin favori pastasının tarifi geliyor!....Hem yapımı kolay, hem de görsel açıdan çook şeyler vaat ediyor.Bu tarifi sağolsun Sinem'in annesi (eminim bundan sonra da adını sık sık duyacaksınız!) sevgili Gülten abladan aldım. (Birbirimizi her gördüğümüzde tarif alır, veririz) Ona da bu tarifi komşusu asansörde ayak üstü anlatmış, bende ona göre yaptım.
Öncelikle 2 paket İtalyan kedidili alıyorsunuz. Şimdi her markette bulunuyor, ama "Bim"'den alırsanız daha ucuz!
Kreması:
               2 yumurta
               4 yemek kaşığı un
               1/2 kg süt
               7 kaşık şeker
               1 kutu labne peynir
Kelepçeli kek kalıbınızın etrafına hafif süte batırıp çıkarttığınız kedi dillerini sıralayın. Arada bir düşseler de, yılmayın. Sabırla tutarak kenarlara dizin. Ben ilk yapışımda olduğu gibi uzun uzun dizmiştim ama, sonrakinde ikiye bölerek kullandım. Öylesi çok daha iyi oldu! (bakınız fotoğraflar)



Kremanızı da hazırladıktan sonra, dibini ister kedi dilini kırarak, ister döşeyerek bir kat yerleştirin. Sonra bir kat krema, tekrar kedidili (yettiği kadar) derken , en üsttü krema ile kaplıyorsunuz. Krema da iyice soğuyunca (aceleniz varsa dolapta biraz beklesin) üzerine hazır meyveli sosu üzerindeki tarife göre yapıp döküyorsunuz. Onu da dolapta biraz beklettikten sonra istediğiniz meyve ile süslüyorsunuz. Servis zamanı geldiğinde kelepçeyi çıkarın ve kek kalıbının altıyla, kurdalenizi de bağladıktan sonra sunuma hazırdır!



Bence en yakışanı çilek, ya da frambuaz da olabilir. Ama çilek bulamayınca ikinci yaptığım vişneli ve muzlu oldu.
Hamiş: Bir gün önceden yapmak hem zaman kazandırıyor, hem de daha lezzetli oluyor. (Ama meyveleri ertesi günü dizmek gerekiyor tabii!)

17 Eylül 2011 Cumartesi

Sakızlı Kurabiye

Geçenlerde televizyonda Ayvalık yemekleri yapılırken meşhur Sakızlı Kurabiyesi de tanıtıldı. Bana da farklı geldiğinden deneyeyim dedim ve çok hoşumuza gitti. Kıyır kıyır bisküvi gibi bayatlamayan hoş bir tat!
Sizlerle paylaşmak istedim:
14 yemek kaşığı un
1 bardak şeker
2 yumurta sarısı, 2 yumurta beyazı
3 adet damla sakızı
1 kabartma tozu
1 kahve fincanı süt
1 kahve fincanı zeytinyağ
250 gr tereyağ
Susam


Yağları, yumurta sarılarını ve şekeri beraber yoğurun. Damla sakızını ezip içine atın. Az un, kabartma tozu ve sütü ekleyin. Kulak memesi yumuşaklığında kıvamını alana dek un ekleyin. Yuvarlayıp, şekil verdikten sonra önce yumurta akına, daha sonra da susama buladıktan sonra 150 derecede 30 dakika kadar pişirin.
Afiyet olsun!

PAPAZIN BAĞI

Bunca yıldır Ankara'da yaşıyor olmama rağmen daha hiç meşhur "Papazın Bağı" denilen yeşil bir vadi içine kurulu çay bahçesi/lokantaya gitmek nasip olmamıştı. Ankaralılar bilirler burası nezih semtimiz Gazi Osman Paşa'da 1923 yılında, gerçekten bir papaza ait olan bağ alınarak yıllar içerisinde sahipleri elleriyle ağaçları dikerek şehrin göbeğinde bir vaha yaratmışlar. Bizde Bayramın sonunda Pazar günümüzü kuzenlerle nostaljik bir Çankaya günü yaşamaya ayırdık ve sabahtan soluğu önce Papazın Bağında aldık. Gerçekten de sanki şehrin içinde değilmişiz gibi huzur dolu bir ortam. Bölüm bölüm oturma yerlerinden birine kurulup semaver istedik. Kimimiz gözleme yedi, kimimiz sahanda sucuklu yumurta. Fiyatlar da gayet makul.











En kısa zamanda tekrar gelmek üzere soluğu Tunalıda aldık. Caddeyi sağlı sollu arşınladıktan sonra, Kuğulu Park'a selam verildi ve artık atıl durumdaki Atakule'ye gidildi. Kuleye çıkmak fahiş geldiğinden, daha önce görmeyenler çıktı.



Atakule'ye gelmişken tabii ki yıllardır gezmediğim Botanik Park'a uğradık. İngiliz Elçiliğinin bahçesine komşu olduğundan eski günlerimi yad ettim.
Günün yorumu: Etraf kalabalık olmayınca gezmenin tadı daha başka oluyor!



    

MERHABA!

Uzun zamandır bu blogu oluşturmayı düşünüyordum, kısmet şimdiymiş. Emekli de olunca artık zamanıdır dedim ve kolları sıvadım. Beni tanıyanlar, tanımayanlar benden bu sayede haber alabilir, (Ayşe Arman kadar herşeyi paylaşmayacağım tabii!) ve birtakım güzel paylaşımlarda bulunabiliriz:) Günlük neler yapıyorsam, okuyorsam, dinliyorsam, gözlemliyorsam sizlerle paylaşmak arzusundayım. Sizlerde bana lütfedip geri dönütlerde bulunursanız sevinirim elbet!
Sık sık görüşmek üzere.....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...