29 Nisan 2013 Pazartesi

Boyanan Dresuar

  
İşte sonunda boyanan dresuarım karşınızda! Üzerindeki aksesurlar da doğal olarak değişti, ama aklımda farklı objeler var. İlk fırsatta alacağım, gözüme kestirdiğim ciciler var.
 
Bu aralar herşey beyaza boyandığından, şamdanlar da önceden nasiplerini almışlardı. Bir önceki yayında da belirtmiştim, herhangi bir beyaz plastik boya kullandığımı. Kapanan kadar beyaza boyadıktan sonra (aralarda ince zımparalayarak) eskitme boya kullandım ve kenarlarını hafif zımparaladım ki, hafif eskimiş görüntüsü versin.

Ekstradan ilk defa stencil çalıştım üzerine. İlk denemem olduğu için biraz acemilik çektim doğrusu.
Stencil şablonunu orantılayarak bantla tutturdum. Stencil fırçasına koyu kıvamdaki kahverengi boyadan alarak pat patladım, bekledim. 2.katı vurup kurumasını bekledim ve şablonu çıkardım. Ama bir baktım ki yanlardan boya taşmış. Canım çok sıkıldı ve ıslak bezle boyayı tümden sileyim, yeniden yapayım derken ortaya şimdiki şekli çıktı. İstemeden de olsa doğal bir hal almış oldu ve ben bunu çok sevdim.



Darısı diğer eşyaların başına diyelim (mi) ???

17 Nisan 2013 Çarşamba

Dresuar Boyama



Ne zamandır girişteki dresuara kötü kötü bakıyorum. Bir türlü kendimde o cesareti bulup, boyayamıştım. En nihayet gözümü karartıp, yağan yağmura aldırmadan, balkona çıkarıp fırçayı sürdüm. İki kat beyaz plastik boya ile üzerinden geçtim. Ben evdeki boyama işinden arta kalan herhangi bir su bazlı boyayı kullanıyorum, yani öyle özel bir boya değil. Gördüğünüz gibi şimdilik bu durumda. İnşallah yarın zımparalayıp, bir kat daha atacağım ve diğer işlemlere geçeceğim. Şimdiden gözüme hoş görünüyor... Aynaya el atıp atmamayı ondan sonra düşüneceğim.

13 Nisan 2013 Cumartesi

Kahveye Buyrun:)

Nihayet balkona masayı attık ve sezonu açtık. Herkesi kahveye bekliyorum:) 

Bu çiçekleri (adını Muscari diye gördüm satılırken, ama Arap Sümbülü diye biliniyor) geçen yürüyüş yaparken kırlık alanda gördüm. Eşimle birkaç soğan çıkardık ve evdeki saksılara diktik. Bu ahşap kaba daha önce laleleri dikmiştim. Sonra beyaza ve yeşile boyadım. Mor çiçelerle çok iyi gittiğini düşünüyorum. 




Bu kuş kafesini de sosyete pazarından çok ucuza aldım. Gerçek kuşu asla kapatamayacağımdan, süs kuşumuza yuva oldu. 

Aslında siyah olan kancayı da beyaza boyadıktan hemen sonra yerine asıldı.


11 Nisan 2013 Perşembe

Meleklerim

Mutfağımın kapısına asılı olan melekleri daha önce yapmıştım. Bazı yerleri hamur kabartma çalışıldı. Artan dekopajlarla da bu üçlü panoyu çalıştım. Kenarlarını (yıllar öncesinde yaptığım gibi)  ayakkabı boyası ile eskittim.

Meleklere hayran bir arkadaşım var, ona hediye gidecek. Umarım beğenmişsindir Müjdeciğim:)



7 Nisan 2013 Pazar

Hafta Sonu

 Pazar günü komşularımızla bahçemize gittik. Bu cana yakın, cici köpek bize eşlik etti, aklına hayran kaldık (Bir de arabamıza işemeseydi!) Keşke bizimde böyle bir dostumuz olsa:) Temiz havada yürüyüş yapıp, semaverde çaylarımızı içtikten sonra yoldan "katır tırnağı" çiçeklerinden topladık.



 Cumartesi günü de küçük oğluşla epey bir boyama yaptık. Elime ne geçerse beyaza boyandı; şişeler, kaplar...  Evdekiler bu uğraşlara bir anlam veremiyor. Büyük oğlum mühtehzi bir gülüşle bana bakıyor "gene boş işlerle uğraşıyorum" diye:) Eşim endişeli, "çok mu sıkılıyorsun?" diye soruyor...

Kim ne derse desin, ben yaptıklarımı yavaş yavaş paylaşacağım. Herkese mutlu bir hafta diliyorum!..

5 Nisan 2013 Cuma

Eski Kotları Boyama

Daha önce paspasları nasıl boyadığımı sizinle paylaşmıştım ve bilahere kotlarımı boyayacağımdan bahsetmiştim. Çok soran oldu "nasıl oldu" diye. Vallahi bence iyi oldu! Arkadaşlar da pek beğendiler.
Malum bu aralar kot gömlek gene moda. Bende yeni bir tane alayım dedim ama ya bulamadım (gerçekten tükenmiş) ya da bulduklarım gereksiz pahalı idi. Atıl duran (atmaya kıyamadığım) 20 yıllık eski kot gömleğim aklıma geldi. Aslında hiç yıpranmamış, sadece rengi solmuştu! Onu boyamak için "jean mavisi" kumaş boyası ve sabitleyicisini aldım. Çamaşır makinasını tek bir parça için çalıştırmak istemediğimden eski kot pantalonumu ve daha da önemlisi kot montumu da beraber boyadım. Böylece yeni bir mont parası da cebimde kaldı:)



Arkadaşımın bana yaptığı incili-mercanlı kolyeyi gösterirken zaten yenilenen kot gömleğimi göstermiştim.

Kot montum ve pantalonum da burada yenilenmiş ve kullanıma hazır! Yırtılana kadar giyebilirim, ne de olsa kotun modası hiç geçmiyor:)
Aklıma gelmişken, boyası akar mı diye soruluyor. Henüz yıkamadım ama önceki tecrübelerden bildiğim kadarıyla akmıyordu. Yıkadıktan sonra geri bildirimde bulunurum arkadaşlar.

Evet, yıkadım, denedim ve gördüm! Hiç bir şey olmuyor, ne beraber yıkadığım diğer çamaşırlara ne de kotlara:)

4 Nisan 2013 Perşembe

Teras Mutfağım


Malum bahar temizliği başladı. Bende bugün üst kattaki küçük mutfağa el attım. Burayı taşındığımızda teras için kullanırız diye yaptırmıştım. (Hoş şimdiye kadar pek kullandık denilemez!) Ama böylesi bir alanı da açıkcası başka türlü değerlendirmek aklıma gelmedi. Diğer komşuların yaptığı gibi, bende çamaşır makinamı buraya aldım. Çamaşırları burada yıkayıp, kurutuyorum.
Neyse hep country tarzı bir mutfağım olsun isterdim, tam olmasa da ustam fena birşey yapmadı. İstediğini anlatabilmek çok zor! Duvarın tümü taş kaplanacaktı ama, yarım bırakmışlar ben yokken! (İşin başında durmazsam olmaz zaten) Taşlar hala duruyor, bakalım usta bulursam tamamlatırım.


Asıl amacım çiçeklere bakım yapmakken, olayı büyüttüm. Bütün terası yağmur altında yıkadım, camları sildim ve mutfağa el attım. Yani bütün suç bu bitkilerde! Afrikalı biblolarda yıllar önce ilk evimi aldığımda arkadaşlarımın hediyesi (o zamanlar yeni gelmişti ülkemize ve pek pahalıydılar!) Onları da yeşillikler arasına koydum ki yabancılık çekmesinler:)


Evimdeki bitkilerin çoğu evlatlıktır. Atacak olanlar bana verirler, bende gereken ilgiyi gösterdiğimden yeterince mutlu olurlar.

Bu suluğu daha önce paylaşmıştım. Galvanize peçete çalışmıştım. İçinde de bahçemde yetiştirdiğim lavantalarım ve eşimin topladığı dikenler var.


Asılı olan ayakkabıları Hollanda dan almıştım. Resim ise 13 yıl önce büyük oğluşun basıldığı bir poster. Sağlık Bakanlığının "sigara içeni kim sever ki!" sloganı için Türkiye'ye dağıtılmıştı.

Rafları fazla doldurmadım. Sadece Karadenizden aldığın bakır servislerim, el koyduğum annemin İngiliz country tabağı, en sağda da zaten kuru olan gelin çiçeğim var.

Ve sonunda temiz bir mutfak! (en azından 1 hafta).....

1 Nisan 2013 Pazartesi

İnci-Mercanlı Kolyem

Dün Elçilikte beraber çalıştığımız eski arkadaşlar geldi. O güzel günlerimizi yad ettik, çok keyifli zamanlarımız oldu birlikte... 

Sağolsunlar hepsi gene elleri kolları dolu geldiler. Bu incili-mercanlı çok güzel kolyeyi de Senemciğim "Mutlu Exclusive Design" blogunun sahibi bana yapmış. Ellerine sağlık. İnci ve mercan benim favori taşlarımdandır. Hatta hemen diğer kolyelerimle takıp (yeni boyadığım kot gömleğimle) poz verdim. Siz hep gelin kızlar:)) 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...