14 Aralık 2017 Perşembe

İSRAİL GEZİ


Araba kiralamayı anlattıktan sonra İsrail'de ne yapılıp, ne yapılmamalı diye bir liste  çıkardım kendimce. Umarım okuyanlara faydalı olur, çünkü çok bilgi kirliliği var ve ben şimdi bakıyorum da, bazı bilgileri çok yanlış edinmişim gitmeden önce! Biz 4 kişilik bir aile olarak gezdik İsraili (3 yetişkin ve 1 çocuk)

NE YAPMALI ve YAPMAMALI?

1.  On line ucuz uçuşlara bakın. Biz Pegasus ile uçtuk. Kişi başı 400TL'den aza geldi. Ama hiç bir ek hizmet istemedik. Hatta kişi başı kabin boy (max 8kg) valiz aldık ama korktuğumdan uçağa yiyecek almazlar diye fazla bir şey alamadım. Halbuki ne valizi tartan oldu, ne de yiyeceklere laf eden.
Özel aracımızla Ankara'dan İstanbul, Pendik'e geldik. Belediye'nin otoparklarından birine park edip (günlüğü 8 TL) Sabiha Gökçen'e ücretsiz servis ile geçtik. Bu arada Ankara'dan sonra buradaki belediye'nin hizmetine ve ucuzluğuna hayran kaldık doğrusu!


2. Bizim yeşil pasaportumuz olduğundan vize istenmiyordu, ama büyük oğlumun yaşı geçmiş olduğundan artık onun normal, bordo pasaportu var. Ankara'da elçiliğe vize için başvurdu bir dolu evrak eşliğinde. Neyse ki çalıştığından daha çok şirket evraklarını istediler. 1 hafta sonra da gidip pasaportunu, İsrail vizesi yapıştırılmış aldı. İstemezseniz vizeyi yapıştırmadıklarını okumuştum internette ama maalesef bu da yanlış bilgi imiş. Elçilikten öğrendiğimiz üzere sadece iş için gidip gelenlere böyle bir uygulama varmış!



3. Yeşil pasaporta sahipseniz bizim gibi on-line check-in yaptırmış olsanız bile, çıktısını hava alanında alın ve pasaport kontrolüne gitmeden önce ayrı bir yerde sıraya girip ön kontrolünü yaptırın!
(Sanırım bu uygulama yazıyı yayınlamadan önce kalktı!)



4. Tel-Aviv, Ben Gurion hava alanına indikten sonra sakin olun ve çok uzun kuyruk beklemeye hazırlanın. Bu arada İsrail vatandaşları için olan sırayı da takip etmek için o sıraya yakın durun mutlaka, çünkü başka ülkelerde de yaptıkları gibi oradaki kuyruk bitince yabancıları çağırabiliyorlar. Sorgulamadan korkarak yanaştık gişeye, ama bir kaç rutin sorudan sonra iş bitti. Ben "pasaporta damga basmayın mümkünse" dedim ama görevli zaten her durumda basmadıklarını söyleyerek, giriş için bilet gibi bir belge verdi ve "kaybetmeyin" dedi. (Zira bunu otellerde istediler ve turnikeler için de gerekli)
Ülkeye çıkış daha önce okuduğum gibi hakikaten meşakkatli. Her şeyden önce (check-in den bile önce) güvenliğe (security)uğramanız gerekiyor. Yanlış kuyruğa girmeyin bizim gibi! Bütün yabancılar girdiğinden çok uzun kuyruk var ama her nasılsa bizim uçuşumuzun olduğu kuyruk çok kısaydı. Sonradan sorunca görevli uçuş numaramıza baktı ve doğru yere yönlendirdi. Orada da bir görevli gene rutin soruları soruyor ve pasaportunuzun arkasına bir etiket yapıştırıyor. Ayrıca girişteki gibi bu sefer çıkış bileti veriyorlar, ötekilerin hükmü kalmıyor artık.
Pasaport kontrolde eğer yeni biyometrik pasaporta sahipseniz, direk makinelere gidip okutabilirsiniz hızlıca.



5. Hesabınızı çok iyi yapın, çünkü İsrail çok ama çok pahalı bir ülke! Neredeyse bütün Avrupa ülkelerini gördük ama bu kadar pahalı bir ülkeye denk gelmemiştik. Örneğin 1 pet şişe su 10 TL, bir paket dilimlenmiş ekmek 12-20 TL (market fiyatı). Salaş bir lokantada 1 tabak humus 25TL. Neyseki yanıma peynir, zeytin almıştım da idare ettik biraz. İstanbul'a inince otoparkın karşısındaki dönerciye dalıp, ne var ne yok yedik ve hesap bize o kadar az geldi ki!! Ülkemi seveyim.

6. Otelleri iyi araştırın ve çok emin olmadıkça daire kiralamaktan uzak durun!! Bizim kiraladığımız 2 dairede fos çıktı ve sefil olduk. Hepsini booking.com dan yapmıştık ve hatta varış saatimi de belirtmiştim ama belki de ev sahibi ile irtibata geçmem gerekiyordu, bilemiyorum. İsrail de konaklama da çok pahalı (sadece Kudüs değil). Çok önceden rezervasyon yapın ve iyi araştırın. Genelde ya kahvaltı yok, ya da fiyata dahil değil. Bizim standartlarımızı beklemeyin.
Kudüs'te daha çok merkezi (Old City) yerler tercih edin ki yürüme mesafesi olsun, çünkü taksiler çok pahalı ve araba için de park yerleri yok.


7. Ulaşım genel anlamda pahalı olduğundan, bizim gibi bir çok yeri gezmeyi planlıyorsanız hava alanından araba kiralayın. Prosedür standart. Bu konu ile ilgili detayları daha önceki postta anlatmıştım.

8. Mevsim uygunsa ve vaktiniz varsa denize girin. Tel-Aviv'den başlayarak, Hayfa ve Akka'da kıyı boyu Akdeniz'in sularına dalabilirsiniz.

9. Tel-Aviv'e sınır komşusu, eski yerleşim Yafa'yı, 1,5 saatlik uzaklıktaki kıyı kenti Hayfa'yı ve oraya yarım saatlik mesafedeki Akka'yı görün.

10. Hayfa'da mutlaka Bahai Bahçelerini ziyaret edin. Wadi Nisnas'ın sanat dolu sokaklarını ziyaret edin ve Michelle Falafel'den felafel yiyin. Araba ile Stella Maris Manastırına gidin, yoksa ana yoldan teleferik ile inip çıkabilirsiniz ama gereksiz pahalı bence.

11. Akka Kalesini görün ve eski şehrin içinde kaybolun. (Kale saat 16:00 da kapanıyor) El Cezzar Camii'nde mutlaka Müslüman olduğunuzu söyleyin ve giriş ücreti ödemeyin. Rehberlik etmek isteyecekleri kibarca reddedin.

12. Müslüman kesimlerde Türk olduğunuzu söylemek işe yarıyor, bazı kapılar açılabiliyor! Türkleri çok seviyorlar ama bazıları maalesef sizi kandırmaya ve yolmaya çalışıyorlar. Özellikle Filistin tarafında çok dikkatli olun! Maalesef aynı tuzağa bende, bile bile, düştüm taksi olayında.

13. Yemek olayını saat 16:00 dan önce halletmeye bakın yoksa aç kalıyorsunuz, dükkanlar kapanıyor. Tabii bu salaş ama meşhur yerler için geçerli. Buralara gelmişken özellikle humus, felafel ve abaganuş yiyin. Pita denilen pideleri gerçekten güzel.

14. Şabat zamanına dikkat edin! Cuma akşam başlayan Şabat, Cumartesi akşam bitiyor. Yahudilerin ibadet ile geçirdikleri tatil günü. Dolayısıyla her yer (lokantalar, marketler) kapalı ve ulaşım duruyor. Sadece Müslüman araçları ve ekstra ücretli taksiler çalışıyor. Hatta araba bile kiralamıyorlar.

15. Araba ile seyahat ediyorsanız ve Hayfa'da konakladıysanız bizim yaptığımız gibi Lut Gölü'ne (Dead Sea) tekrar Tel-Aviv'e geri dönerek otobandan değil, doğudaki tek yön olan yoldan gidin. Tek şerit olsa da gayet güvenli ve rahat. Ayrıca farklı bir güzergah görüyorsunuz. Ölüdeniz de plaj girişi çok fahiş ve vakit olmadığından biz suya giremedik. Oradan Masada'ya (dağda bulunan çok eski bir kale) devam ettik. Gidiş-dönüş 120 km. Orası da çok kalabalıktı ve teleferikle dağa çıkış bayağı pahalı olduğundan uzaktan bakıp, ayrıldık. Bilseydim buraya hiç gelmezdim. 
Kudüs'ten göle gelmek daha mantıklı. 





2 yorum:

  1. Sibel hanım merhabalar, Nerelerdesiniz yahu hiç sesiniz çıkmıyor.Sağlığınız sıhhatiniz yerindedir inşallah. Yeni evden fotoğraflar bekliyoruz merakla.Dilek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Dilek hanım,
      Öncelikle teşekkür ederim ilginize. Vallahi o kadar yoğunum ki, yazmaya bile vakit bulamıyorum. Bu aralar epeyce ilerledik. Kısa zamanda paylaşırım. Sevgiler...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...